Onlarca yıldır, klor su arıtmasında önemli bir rol oynamıştır. Klor en yaygın uygulanan dezenfektandır. Klorun avantajı kolaylıkla üretilebilir ve nispeten ucuz olmasıdır. Klor etkili patojenleri öldürür. Bu yüzey sularından üretilen içme suyu güvenilirliğine katkıda bulunur. Klor tabletleri, içme suyu arıtmanın gerçekleşmediği yerlerde, suyu dezenfekte etmek için kullanılır. Klorlu yan ürünlerin keşfinden sonra, alternatif dezenfektan kullanımı artmıştır.
Çoğu Avrupa ülkesi on dokuzuncu yüzyılın sonunda ve yirminci yüzyılın başında içme suyu dezenfeksiyonunu uyguladı. Klor, genellikle bu amaç için kullanılmıştır (URL4).
Avrupa'da su dezenfeksiyonunun en eski bilinen uygulaması Middelkerke (Belçika) 'de klorun suya konmasıyla başladı. 1905 yılında, Londra Büyükşehir Su Kurulu su arıtma klor dezenfeksiyon mekanizmasını araştırdıktan sonra içme suyu dezenfeksiyonu uygulamasına başladı. Organizasyon klor dezenfeksiyonunu ham suyun uzun süreli depolama için uygun bir alternatif olduğunu düşündü. Saklama sırasında patojen bakterilerin çoğu doğal olarak öldü.
Avrupa Birliğinin 30 yılı aşkın bir içme suyu politikası vardır. 1998 yılında, insan tüketimine yönelik su için asgari standartları, kurulan Direktif (98/83 / EC) yayınladı. Yönerge dezenfektanları içeren ve yan ürünleri dezenfekte eden WHO tarafından tavsiye edilen benzer sınırlar koydular. Bu direktif, insanlar tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış suyun, güvenli ve zararsız olmasını sağlar. Yönergenin hedefleri:
AB İçme Suyu Direktifi (98/83 / EC) aşağıdakiler için geçerlidir
Ancak, İçme Suyu Direktifi şunalr için geçerli değildir:
Direktifte, 48 mikrobiyolojik, kimyasal ve indikatör parametrelerinin hepsi düzenli olarak izlenerek teste tabi tutulur. Kendi Ulusal mevzuatlarına göre İçme Suyu Direktifi uygularken, Avrupa Birliği Üye devletleri, örneğin, kendi topraklarında alâkalı ya da daha YÜKSEK Standartlar ilave ederek, maddeler düzenleyip, ek gereksinimler koyabilirler. Fakat, Üye Devletlere daha düşük standartlar belirlemek Için izin verilmez.
Avrupa'da İçme Suyu Direktifi'nin reçetesi ile ilgili olarak, gösterilen çoğu içme suyu üretim şirketleri, dezenfektan olarak klor kullanırlar. Bu klor gazı, Kalsiyum hipoklorit ya da sodyum hipoklorit gibi su ilave etmekle elde edilir. Ozon tat ve koku kontrolü için ilave edilir. Yüzey suyundan elde edilen içmesuyunda, klor en önemli dezenfaktandır. Yeraltı suları için de, en basit arıtma sistemi, klor genellikle en uygun dezenfektandır.
Avrupa ülkeleri de, içme suyu dezenfeksiyonu Için alternatif dezenfektanlar (sekil 5.1) kullanırlar. Fransa, örneğin, esas olarak ozon kullanır. 1906 Yılında, ozon içme suyu dezenfeksiyonu olarak tanıtılmıştır. İtalya ve Almanya ozon veya klorin dioksiti esas oksidan ve dezenfektan olarak kullanmaktadırlar. Klor ilave dezenfeksiyon olarak eklenir. İngiltere, içmesuyu network’ü içerisinde ve dezenfeksiyon maddelerini yok etmek için, kloramini dezenfeksiyona ilave olarak kullanan birkaç az sayıdaki ülkeden biridir. Finlandiya, İspanya ve İsveç te bazen dezenfeksiyon için kloromin kullanırlar.
Şekil 5.1. Bazı AB üyesi ülkelerin dezenfeksiyon uygulamaları (URL5)
http://www.lenntech.com/applications/drinking/drinking_water.htm)
1998 Yılında, Biyosidal Ürünler Direktifi de hayata geçirildi. Ayrıca, Mayıs 2012'de 22 Biyosidal Ürünler Yönetmeliği (BPR, Yönetmeliği (AB) 528/2012) ve Biyosidal Ürünler Direktifi yürürlükteki şekilde kabul edilmiştir (Direktif 98/8 / EC). Son direktif, biyosidal ürünün, insanları, hayvanları, maddeleri veya parçacıkları koruyucu olduğunu bildirerek, pazarda satılmasını sağlamak ve zararlı organizamaları ve bakterileri öldürdüğünü anlatmaktadır. Bu yönetmelik insanlar ve çevre için yüksek koruma seviyesi sağlarken, AB'DE biyosidal ürünler pazarının işleyişini geliştirmeyi amaçlamaktadır. BPR, AB düzeyinde pazarı uyumlu hale getirmeyi amaçlar ve aktif maddelerin onaylanmasını kolaylaştırır, biyosidal ürünlerin yetkilerini verir.
BPR’ye göre, biyosidal ürün aktif bir madde veya aktif bir maddenin karışımı olup, zararlı veya istenmeyen mikroorganizmaları öldürmeyi veya deaktivite etmeyi, biyolojik veya kimyasal kaynaklarla yapmayı hedefler. Su dezenfeksiyonu için kimyasal dezenfektanlar da biyosidal ürün olarak derecelendirilir.
Bir biyosidal ürün yanlış kullanıldığında, insan, hayvan veya bitki sağlığı zarara uğrar veya çevreye zararı olabilir. Avrupa Birliği ülkeleri, herhangi bir maddenin kullanılır olup olmadığını belirler. Bir şirketin belli bir biyosidal ürünü uygulamak için izin alması gerekir, bu da o ülkenin hükümetinden talep edilmelidir. Aynı zamanda, bu talebin AB Hükümetine de gönderilmesi gerekir. Ülkelerin hükümetleri, esas olarak bir maddenin, kullanılıp kullanılmayacağı konusundaki kararı verirler. Bir Avrupa ülkesi tarafından red edilen bir madde, bu maddenin Avrupa Birliği tarafından da red edilmesine neden olabilir veya tersi de olabilir.