Bu bölüm; içme suyunun ve su arıtma tesislerinin ekonomik ve finansal yönlerinin ne şekilde evrim geçirdiğini irdeleyerek başlamaktadır. Sonrasında ise, içme suyunun ekonomik ve finansal prosedürlerini incelemektedir. Buna uygun olarak bu bölümde; stratejik içerikler tanımlanmakta ve su artıma tesisleri için çevresel etkiler değerlendirilmektedir. İçme suyu arıtma tesisleri talep analizleri, ekonomik ve finansal prosedürler başlıklı kısım içerisinde detaylı olarak yapılmıştır. Bu kapsamda; talep tahminleri ile ilgili temel parametreler, bunların nasıl değerlendirileceği ve talep değerlendirmesi ile ilgili farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Ardında içme suyu arıtma tesislerinden elde edilen suyun maliyeti irdelenmiş ve çeşitli sınıflandırma sistemleri ile ilgili seçim olanakları sunulmuştur. Bölümün sonunda ise; altyapı hizmetleri için arıtma ve sanitasyon maliyetleri genel olarak değerlendirilmiştir.
11. Bölümde de değinildiği üzere, içme suyuna nasıl erişileceği son yıllarda dünya gündemindeki yerini korumakta ve su ile ilgilenen yetkililer, şehirlerde artan su ve sanitasyon taleplerini karşılamaya çalışmaktadır. Bununla birlikte, temel hizmetlerin sağlanmasında şehir suyu yönetimi oldukça masraflıdır. Mevcut su arzı ve su kirliliği düşünüldüğünde, birçok yerde sahip olunan teknoloji kullanılarak istenen nicelik ve nitelikteki içme suyunun elde edilmesi imkansızdır ve bu nedenle de şehir suyu yönetimi oldukça maliyetlidir. Arıtma tesisinin kurulması karmaşık ve kaynağa dayalı bir süreçtir. Bu nedenle, planlamanın ve analizlerin dikkatli bir şekilde yapılması, arıtma ve sanitasyon süreci içerisinde önemli bir rol oynamaktadır. Buna ilave olarak su sektöründe, finansal ve ekonomik analizlere dayalı olarak güvenilir maliyet hesaplamalarının ve tahminlerinin yapılması oldukça önemlidir.
Ekonomik ve finansal analizler, spesifik hizmetler için stratejik çözümler önererek koydukları katkıyla proje tanımlama ve hazırlama aşamalarında verilecek kararlar öncesinde gerekli bilgileri ortaya koyabilir. Bu analizler, uygun bir şekilde ölçeklenmiş ve maliyet etkinliği olan projelerin tasarlanmasına yardımcı olur, geciken ve rasyonel olmayan yatırımlar nedeniyle ortaya çıkabilecek maliyetlerin ortada kaldırılmasına hizmet eder. Farklı hizmet seviyelerindeki talep ve kamu sübvansiyonlarının kullanımı ile hedeflenmesi analizlerin kilit alanlarını oluştururken; fiyat tarifesinde yapılacak reformlar ve hem ekonomik hem de finansal değer tahminleri ile kamu hizmeti finansmanının iyileştirilmesi proje takip ve değerlendirme süreçleri için çok önemlidir (URL 1). Aynı zamanda, ekonomik ve finansal analizler, analitik bir perspektif uyarınca açık bir şekilde birbirinden ayrılır. Ekonomik analizler kapsamında bir projenin topluma sağlayacağı faydalar ve toplumda oluşturacağı zararlar bir bütün olarak değerlendirilir ve belirlenen sorun ile hedef doğrultusunda alternatifler karşılaştırılır. Alternatiflerin her biri, aynı analiz periyodu ile temel alınan koşullar kullanılarak analiz edilir. Finansal analizler, ekonomik analizler sonucunda projenin makul olduğu sonucuna varılmasının ardından tamamlanmalıdır. Finansal analizler genellikle projenin tesisin inşaatı ve işletilmesi sırasında meydana gelen finansal maliyetleri karşılamaya yetecek miktarda gelir elde edip edemeyeceğiyle ilgilenir (Souza ve diğerleri 2011). Bu nedenle de finansal ve ekonomik analizler arasındaki fark proje için önemlidir. Örneğin; bir projenin finansal ve ekonomik sınırlarının temel kamu hizmeti projelerinde olduğu gibi aynı olması durumunda, finansal ve ekonomik getirileri arasındaki fark, finansal ve ekonomik fiyatlar arasındaki farka indirgenmiş olur. Bir projenin ekonomik ve finansal değerleri arasındaki temel farklar projenin maliyeti ve sağlayacağı faydalardır (Nielsen, 2005). Çünkü, örneğin, iskonto oranının hesaplanması sırasında enflasyon, nominal fiyatları kullanarak yapılan finansal analizlere dahil edilir. Ekonomik analizlerde iskonto oranları, fayda ve gelir akışlarının referans yıldaki para birimlerine çevrilmesi amacıyla kullanılır ve bu nedenle de, ekonomik analizlerdeki reel fiyatlar enflasyonist etkileri kapsamazken münferit fiyat değişiklerini hesaba katar. Benzer bir şekilde, arıtılmamış suyun marjinal maliyeti, sadece ortalama artan maliyetler olarak hesaplanan yatırım, işletme ve bakım maliyetlerini değil aynı zamanda suyun fırsat/gölge maliyetlerini de hesaba katar. Suyun fırsat maliyeti, suyun bir sonraki en iyi alternatifinde feragat edilen fayda anlamına gelmektedir. Fayda tarafından bakıldığında; finansal faydalar, proje ile ortadan kaldırılan alternatif su kaynakları ile yeni ve ilave tedarik kaynaklarının kullanılır hale gelmesi ile ilgili ölçülebilen ve ölçülemeyen faydaları kapsar (ADB, 1998). Ancak her iki yaklaşım da, her bir alternatifin değerlendirme sürecini kendi kapsamına dahil eder ve sonrasında "projenin olmadığı" durumda oluşacak senaryo ile karşılaştırır, alternatifler sıralanır ve en iyi alternatif seçilir (Souza ve diğerleri, 2011).
Tablo 12.1 Ekonomik ve Finansal Analizlerin Kilit Unsurları
Unsur | Ekonomik Analiz | Finansal Analiz |
---|---|---|
Analiz perspektifi | Kime tahakkuk ettiğinden bağımsız bir şekilde tüm fayda ve maliyetlerin nedeninin açıklanması | Sadece proje destekçileri tarafından gerçekleştirilen fayda ve maliyetlerin nedeninin açıklanması |
Enflasyon ayarlaması | Genel enflasyonist etkileri dahil etmemesine rağmen münferit kaynak fiyat değişimlerini genel enflasyon oranından farklı bir şekilde hesaba katan (işgücü, enerji) reel fiyatları kullanır. | Enflasyonist etkileri dahil eden nominal fiyat ve gelirleri kullanır. |
İskonto oranı | İki reel (enflasyon yok) iskonto oranını kullanarak net bugünkü değeri hesaplar: 1) tüketim iskonto oranı ve 2) özel sermayenin getirisi | Uygun Değil |
Faiz Oranı | Uygun Değil | Borçlanmanın nominal (enflasyon dahil) maliyeti |
Finansal ve ekonomik analizlerin temel çerçevesi, Tablo 12.1 uyarınca aşağıda belirtilmiştir.
Şekil 12.1 Bir Proje Alternatifinin Ekonomik ve Finansal Analizİ (Souza ve diğerleri 2011)
İçme suyu arıtma altyapılarının ekonomik ve finansal unsurlarının analizinde birçok değişken kullanılmaktadır. Örneğin, içme suyu arıtma tesislerinde ve birçok endüstride kullanılan su; yüksek arazi yer üstü suyu, alçak arazi yer üstü suyu, yeraltı suyu, acı kuyu suyu ve deniz suyu olmak üzere suyun kaynağına göre sınıflandırılır. Ayrıca; tesisin ölçeği ve kullanılan teknolojiye göre farklı özellikler gösterir. Arıtmaya başlamak için bunlar gereklidir ve bu da masraflıdır. Bütün bunlara rağmen, içme suyu arıtma tesislerinin arıtma öncesi aşaması için temelde aynı yaklaşıma sahip strateji ve prensipler önerilir. Bu prosedür aşağıda belirtilmiştir ve ileriki bölümlerde detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
İçme suyu arıtma tesislerinin arıtma öncesi aşamasının, etkili ve uygun bir altyapı yatırımı için gerekli olan uzun vadeli planlama gereksinimlerini hesaba katmak suretiyle entegre bir şekilde planlanması gerekmektedir. Diğer taraftan entegre su kaynakları yönetimi, suyun; ekosistemin ayrılmaz bir parçası, doğal bir kaynak ve niceliği ile niteliğinin kullanım mahiyetini belirlediği sosyal ve ekonomik bir mal olarak görülmesine dayanmaktadır. Bu düşünceyle; insan faaliyetlerinin karşılanması ile suyun kendi ihtiyaçları arasında bir uzlaşma sağlamak amacıyla su kaynaklarının, su ekosistemlerinin işleyişini de hesaba katmak suretiyle korunması gerekmektedir. Su kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanılması sırasında önceliğin temel ihtiyaçların karşılanması ile ekosistemlerin korunmasına önem verilmesi gerekmektedir (URL 2). Bu nedenle, meydana gelebilecek olan tehlikelerin ortadan kaldırılması veya en düşük seviyeye indirilmesi için yapılacak olan faaliyetler ve süreçler için öncelik seviyesinin belirlenmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtilmiş olan gereksinimler doğrultusunda genel hedef; ekosistemin hidrolojik, biyolojik ve kimyasal fonksiyonları muhafaza edilirken yeterli miktardaki kaliteli suyun sağlanması, insan faaliyetlerinin doğanın kapasitesi doğrultusunda adapte edilmesi ve su ile alakalı hastalıklarla mücadele edilmesidir (URL 3). Bu amaç uyarınca; İçme Suyu Arıtma Tesisinin Öncelik Seviyesi - stratejik içerik - proje gerekçelerinin ve hedeflerinin tanımlanmasını kapsamaktadır.
İçme Suyu Arıtma Tesislerinin inşaatı ve çalıştırılması sırasında yapılacak olan çevresel etki değerlendirmesi; bunların yönetimi sırasında verilecek olan kararların iyileştirilmesi amacıyla doğal kaynakların ve insan kaynaklarının belirlenmesi, tanımlanması ve değerlendirilmesi için sistematik bir süreç sunar. Kullanıma hazır hale getirilen içme suyunun niteliği ve güvenliğinin dışında, tuzdan arındırma süreçlerinin etkileri hesaba katılırken, sağlık ve çevrenin korunması ile ilgili başka birçok mesele bulunmaktadır. Bu aşamada, elde edilecek olan niteliksel ve niceliksel verilerin genel çevresel etkileri ortaya koyması gerekmektedir. Örneğin; arazinin doğal kaynakların, kimyasalların kullanımı, atık üretimi, emisyon, gürültü ve benzeri unsurların yanı sıra popülasyon ile ilgili sağlık risklerinin azaltılması, tesislerdeki işe alımlar ile projenin yoksulluğu azaltıcı etkisinin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Talep analizleri proje geliştirme çevriminin ayrılmaz bir parçasıdır. Belediye suyu talep tahminleri tahmini popülasyon kullanılarak hesaplanır. Popülasyondaki, gelirdeki ve istihdamdaki değişimler su taleplerini etkileyecektir. Popülasyon, ekonomik faaliyet ve su kullanımı değiştikçe su arıtma ihtiyaçları da değişiklik gösterecektir. Musluk suyu talebi kategorisine; hane sayısı, hane halkının büyüklüğü ve yapısı; en yüksek seviyedeki ve normal dönemlerdeki su kullanımı; hane halkının geliri; hane halkı tarafından ödenen mevcut fiyatlar; hizmetlerin mevcut kalitesi ve havanın durumu gibi unsurlar dahildir (ADB, 1998). Özetle, talep tahminleri ile ilgili temel parametreler:
Su maliyetinde yaşanan değişimlerdir
Kişi başına talebi etkileyen unsurlar
Çeşitli unsurların etkisi, gelişme seviyesine bağlı olarak ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye ciddi olarak farklılaşmaktadır. Uluslararası Su Tüketim Verileri (2008); su tüketiminin kişi başına litre cinsinden ülkelere göre ne şekilde değişiklik gösterdiğini ortaya koymaktadır. Tablo 2'de, seçilen bazı ülke ve bölgelere ilişkin veriler gösterilmiştir.
Tablo 12.2. Kişi başına litre cinsinden temiz su tüketimi
Ülkeler | Kişi başına günlük tüketim (Litre) |
---|---|
Düşük Gelirli Ortalaması | 123,4 |
Orta Gelirli Ortalaması | 119,5 |
Yüksek Gelirli Ortalaması | 403.1 |
Diğer Asya Pasifik | 168.1 |
Latin Amerika ve Karayipler | 271.4 |
Afrika | 86,4 |
Kuzey Amerika | 614.8 |
Avrupa | 239,8 |
Suyun nicelik hesabı
Kentsel kullanım için gereken su miktarının belirlenmesi için gereken su arzı şemasının tasarlanması için aşağıdaki bilgilerin elde edilmesi gerekmektedir:
Miktar = Kişi başına talep x Popülasyon
Su tüketim oranı
Suya olan talebi etkileyen birçok unsur olması sebebiyle insanların su ihtiyacını tam olarak belirlemek çok zordur. Örnek bir çerçeve belirlemek amacıyla; su talebinin çeşitli türleri aşağıdaki tabloda olduğu gibi sınıflandırılabilir: (URL 4)
Tablo 12.3. Çeşitli Amaçlar için Su Tüketimi
Tüketim Türleri | Normal Aralık (Kişi başına/günlük/litre) | Ortalama | % | |
---|---|---|---|---|
1 | Evde Tüketim | 65-300 | 160 | 35 |
2 | Endüstriyel ve Ticari Talep | 45-450 | 135 | 30 |
3 | Yangın Talebinin de dahil olduğu Kamu Kullanımı | 20-90 | 45 | 10 |
4 | Kayıp ve İsraf | 45-150 | 62 | 25 |
Toplam tüketim, her bir tüketim kategorisindeki tahmini popülasyon sayısının ile söz konusu kategorilerdeki ortalama tahmini kullanım miktarına uygulanmasıyla elde edilir.
Ortalama Günlük Kişi Başına Talep = 12 Ayda Gerekli olan Miktar / (365 x Popülasyon)
Talep Oranındaki Dalgalanmalar
Ortalama talep miktarının her zaman temin edilmesi, talepteki dalgalanmaların karşılanmamasına neden olacaktır. Talepte oluşabilecek dalgalanmaların olası sebepleri şunlardır: Mevsimsel değişkenlik; Günlük değişkenlik faaliyete bağlıdır; Saatlik değişkenlikler çok geniş bir aralığa sahip olmaları nedeniyle çok önemlidir. Bu nedenle, talebin tepe noktasına ulaştığı anlarda talebin karşılanabilmesi için yeterli miktarda suyun hazır bulunması gerekmektedir. Tüm talep dalgalanmalarının karşılanabilmesi için; besleme borularının, hizmet depolarının ve dağıtım borularının birbirlerine uygun bir şekilde orantılı olması gerekir. Su, doğrudan pompalanmak suretiyle tedarik edildiğinden, pompa ve dağıtım sistemlerinin talebin tepe noktasına ulaştığı anlarda talebin karşılanabileceği şekilde tasalanması gerekmektedir. Aylık değişimler, toplama havuzlarının tasarımını etkilerken saatlik değişimler, pompa ve hizmet depolarını etkilemektedir. Popülasyon azaldıkça talebin dalgalanma oranı artmaktadır. (URL 4).
Maksimum günlük talep şu şekilde hesaplanır:
Maksimum günlük talep = 1,8 x ortalama günlük talep
Maksimum günün saatlik maksimum talebi yani tepe talep aşağıdaki eşitlik kullanılarak hesaplanır
= 1,5 x ortalama saatlik talep = 1,5 x maksimum günlük talep/24 = 1,5 x (1,8 x ortalama günlük talep)/24 = 2,7 x ortalama günlük talep/24 = 2,7 x yıllık ortalama saatlik talep |
Suyun sahip olduğu kimi ayırt edici ekonomik özellikler, suyun talebini diğer birçok ürünün talebinden daha farklı ve karmaşık hale getirmektedir. Su, sahip olduğu özellikler nedeniyle çok sayıda soyut fayda sağlar ve insanların suya neden değer verdiklerini anlamadan bu faydaların ölçülmesi zordur. Tüketicilerin, farklı unsurlar tarafından belirlenen farklı tüketim alışkanlıkları vardır. Suyu sulamada veya balık yetiştirmede kullanarak suyu tüketebilecekleri gibi suyun içinde yüzerek veya suyun manzarasının keyfini çıkararak suyu tüketmeden de kullanabilirler. Aynı zamanda, evdeki farklı kullanımlar (örn; içme, yemek pişirme, yıkanma ve çamaşır yıkama) için farklı kaynaklar seçilebilir ve bunlar mevsimsel olarak değişebilir. Bunun, belirli bir alan kapsamında atfedilebilen bir kapsama kadar olmasına rağmen (Turner ve diğerleri, 2004). Söz konusu ayrım, faydaların değerinin belirlendiği yöntemler için önemlidir. Bu nedenle, suyun gerçek değerinin anlaşılması, su arıtma projeleri için önemlidir. Bu bağlamda, aşağıda açıklanan Toplam Ekonomik Değer (TED) iyi bir yaklaşım sunmaktadır.
Bu, su ile ilgili ekonomik analiz alanlarının çoğundaki durumdur. Young ve Loomis'e göre (2014), suyun kendine özgü özellikleri dört başlık altında açıklanabilir: hidrolojik ve fiziksel nitelikler, su talebi, sosyal durum ve yasal-politik hususlar.
Toplam ekonomik değer (TED), çevrenin sahip olduğu değeri belirlemek için kaynak temelini kullanır. Bu nedenle, tüm değer tiplerinin belirlenmesine ve sayısallaştırılmasına Toplam Ekonomik Değer (TED) olarak adlandırılmaktadır. Su kaynaklarının ekonomik değerinin sayısallaştırılması ve söz konusu araçsal değerlerin belirlenmesi, su kaynaklarının yönetimi için önemlidir. Suyun sağlanmasını sağlayan kamu kuruluşları, suyun çeşitli kullanım alanlarında ve lokasyonlardaki değerini karşılaştırarak, kamuya arz edilen suyun yönetimi ve dağıtımı ile ilgili karar alma süreçlerini kolaylaştırabilirler ve su ile ilgili proje ve politikaların faydaları ve maliyetlerine daha iyi katkıda bulunabilirler (Colby, 1989). İlave olarak, farklı yönlerle kişiler tarafından suya yüklenen değerlerin tahmin edilmesi, algılanan faydaları yansıtan potansiyel talep eğrisinin belirlenmesine yardımcı olabilir.
Şekil 12.2. Suyun Toplam Ekonomik Değerinin Bileşenleri
Şekil 12.2'de görüldüğü üzere, suyun Toplam Ekonomik Değeri (TED), kullanım ve kullanım dışı değer olarak iki temel değere bölünmüştür. Doğrudan ve dolaylı kullanımı kapsayan değerler kullanır. Diğer taraftan, kullanım dışı değer varoluş ve miras değerleri olarak ikiye ayrılır. Toplam ekonomik değer hesabı aşağıda gösterildiği şekilde ifade edilebilir:
Toplaml Ekonomic Değer = Kullanim Değeri + Seçenek Değer + Kullanim Dişt Değer:
Kullanım değeri: Suyun kullanımından elde edilen değerlerle ilgilidir. Suyun doğrudan ve dolaylı kullanımı nedeniyle münferit kullanıcıların elde ettiği fayda anlamına gelir.
Suyun doğrudan kullanımı: su kaynaklarıyla kurulan doğrudan etkileşimin sonucu olarak ortaya çıkar. Örneğin; içme suyu ile evde ve sanayide kullanılan suyun doğrudan kullanım değerlerini kapsadığı söylenebilir.
Dolaylı kullanım değeri: suyun fonksiyonlarının değeridir. Suyun dolaylı kullanımından elde edilen faydalar somut olmadığından, bir şelalenin estetik değeri veya suyun manzarasının veya su içerisinde botla yapılan bir gezintinin keyfini çıkarmak gibi piyasa dışı hizmetlerin değerlerinin ölçülmesi oldukça zordur. Aynı zamanda suyun arıtılması, suyun dolaylı kullanım değeri hesaplanırken göz önünde bulundurulur.
Kullanım dışı değer: suyun mevcut veya planlanan kullanım değeri ile bir bilgisi yoktur. Bu, suyun fiili kullanımına dayalı değildir. Bunun yerine, insanların suyu fiili olarak kullanmadıkları durumda bile suya verdikleri değer mefhumu üzerinden tahmin edilir (Winsconsin 1999). Suyun kullanım dışı değeri, Varoluş değeri ve Miras değeri olarak ikiye ayrılabilir.
Varoluş değeri: bu nesil içerisinde kimse tarafından kullanılmasa veya gelecek nesiller bunu asla kullanmayacak olsa bile çevresel ürünün var olduğunun bilinmesidir. Varoluş değeri; sağlık tehlikeleri ve etkilerinden kaçınılmasına önemli bir rol oynayabilecek musluk suyu tedarik hizmetlerinin geliştirilmesinden elde edilecek faydalara yansıtılabilir. Bununla birlikte insanların büyük çoğunluğu su hizmetlerinde oluşabilecek söz konusu sağlık etkilerinden koruma sağlanması için para vermeye hazırdır (Hejazi, 2014).
Miras değeri: gelecek nesillerin sudan yararlanacağını bilmenin sağladığı değerdir. Örneğin, bir şelalede mirasi değei vardır. İnsanlar, şu anda ve gelecekte suyun kalitesinin iyileştirilmesi için para vermeye istekli olabilirler. Ancak bunun gerçekleşmesi için kendi çocuklarının ve gelecek nesillerin iyi kalitede suya sahip olacaklarını bilmeleri gerekir (Hejazi, 2014).
Seçenek Değeri: Mevcut durumda fiili olarak kullanılmasa bile, suyun gelecekte herhangi bir alanda kullanılabilme seçeneğinin muhafaza edilmesinin sağladığı değer anlamına gelir. Su kaynaklarının seçenek değeri bu nedenden dolayı söz konusu su kaynaklarının gelecekte insanoğluna sağlayacağı ekonomik faydaları temsil eder (Birol ve diğerleri 2006). Örnek olarak yer üstü bir su kaynağının gelecekte hidro-enerji olarak kullanılabilecek olması verilebilir. Güzel bir kol kıyısının korunması, gelecekteki seçenek değerinin hesaba katıldığı bir durum da olarak örnek verilebilir. Toplam Ekonomik Değer (TED), "çevresel değerleme yöntemleri" kullanılarak tahmin edilebilir. Lange'ye göre (2004); su değerleme yöntemleri, aşağıda belirtilen unsurlar hakkında karar alınması sırasında önemli bilgiler sağlar;
Genel olarak; ekonomik değer, bir tüketicinin bir ürün için vermek istediği maksimum değer olarak gösterilir ve bu nedenle de ürün ve hizmetlerin insanların tercihlerine göre ettiği değerdir. İlave olarak; suyun ekonomik değeri, kamusal veya özel olarak arz edilen su kaynaklarına mantıklı bir kullanıcının ödemek istediği miktar olarak tanımlanır (Ward and Michelsen, 2002).Ödeme isteği; suyun değeri veya insanların ödeme yapmak isteyeceği arıtılmış musluk suyu hizmetleri ile ilgili bir dizi değerleme yöntemidir.
Tablo 12.4. Ödeme İsteğine Dayalı Değerleme Yöntemleri
Açıklanmış Tercih Yöntemi | Belirtilmiş Tercih Yöntemi |
---|---|
Hedonik Fiyatlandırma Yöntemi | Koşullu Değerleme Yöntemi |
Seyahat Masraf Yöntemi | Seçim Deney Yöntemi |
Değerleme yöntemleri iki farklı yol kullanır. Öncelikle, insanların mevcut davranışlarını gözlemler (veya insanların açıklanmış tercihlerini). İkinci olarak insanlara, bir miktar kaynak için ne kadar ödemek isteyeceklerini sorar (veya insanların belirtilmiş tercihleri). Bu çerçeve kapsamında, değerleme yöntemleri iki temel yönteme bölünmüştür. Bu yöntemler: Tablo 12.2'de gösterildiği üzere, Açıklanmış Tercih Yöntemi ve Belirtilmiş Tercih Yöntemidir.
Aynı zamanda dolaylı değerleme yöntemleri olarak da bilinen Açıklanmış Tercih Yöntemi, çevresel ürünlerin dolaylı olarak alınıp satıldığı ilgili veya vekil piyasalar ile ilgilenir. Vekil piyasalarda gözlenen davranışlar üzerinden türetilen bilgiler, kişilerin çevresel kaynaklara ne kadar değer verdiğini veya bunlardan elde ettikleri faydaları ortaya koyan ödeme isteklerini tahmin etmek için kullanılır. Açıklanmış Tercih Yöntemi; Hedonik Fiyatlandırma Yöntemi ile Seyahat Masraf Yöntemi içerir.
Bu yöntemler, dolaylı olarak pazarlandıklarından sadece kullanım (doğrudan ve dolaylı) değerleri tahmin edilebilen su kaynaklarının değerlemesi için uygundur (Birol ve diğerleri 2006). Hedonik Fiyatlandırma Yöntemi (HPM), pazarlanan ürünlerin fiyatlarını doğrudan etkileyen çevresel ürünlerin ekonomik değerlerinin tahmin edilmesi amacıyla kullanılır. Genel olarak, yerel çevresel ürünlerin değerinin tahmin edilmesi için emlak fiyatlarındaki değişimlere uygulanır. Bu yöntem; hava kirliliği, su kirliliği, gürültü, toprak kalitesi, su kalitesi, erozyon, kanalizasyon sistemi ve atık sahalarına yakınlık gibi çevresel nitelikler; estetik manzara (deniz, göl, orman) veya dinlenme alanlarına (örn; kıyı, açık alan) yakınlık gibi çevresel imkanlar ile ilgili ekonomik fayda veya maliyetlerin tahmin edilmesi amacıyla kullanılabilir (Birol ve diğerleri 2006). Diğer taraftan Seyahat Masraf Yöntemi (TCM), piyasa dışı ürünlerin eğlence-dinlence amacıyla kullanım değerinin tahmin edilmesi için kullanılan bir tekniktir. Bu yöntem, insanların bazı doğal alanlara yaptıkları dinlence seyahatlerinin sayısı ve sıklığı ile bu seyahatlerin gerçekleşme maliyetine odaklanmaktadır (Koundori ve diğerleri, 2016). Bir gezintinin maliyetine; benzin harcamaları, aracın yıpranması, giriş ücretleri ve benzeri maliyetlerin dahil olduğu seyahat ile ilişkili doğrudan parasal maliyetler dahildir.
Belirtilmiş Tercih Yöntemi: Aynı zamanda hipotetik yöntem veya doğrudan değerleme yöntemleri olarak da adlandırılan Belirtilmiş Tercih Yöntemleri (SPM); insanlara, 'belirtilmiş tercihleri' uyarınca evde kullanım için iyileştirilmiş tedarik hizmetleri için ne kadar ödemek isteyeceklerini sormak suretiyle gerçekleştirilir. Belirtilmiş Tercih Yöntemleri (SPM), vekil olanların da dahil olduğu ve hiçbir piyasada alım satımı yapılmayan çevresel kaynakların değerleme problemine çözüm getirmesi amacıyla geliştirilmiştir. Herhangi bir çevresel ürünün kullanım değerlerini tahmin etme becerilerine ilave olarak, Toplam Ekonomik Değerin her bir bileşenini tahmin ederek kullanım dışı değerlerin tahminlerini de yapabilmeleri, söz konusu araştırmaya dayalı yöntemlerin en önemli özelliğidir. Su kaynaklarının oluşturduğu çıktıların, fonksiyonların ve hizmetlerin birçoğu piyasalarda alınıp satılmadığı için, bu kaynakların ekonomik faydalarının hesaplanması amacıyla SPM kullanılabilir (Birol ve diğerleri, 2006).
Belirtilmiş Tercih Yöntemi, Koşullu Değerleme Yöntemi (CVM) ve Seçim Deney Yöntemi (CEM) olarak iki temel alana bölünür. Varsayımsal-hipotetik özelliklerin sorgulanması için kullanılan en genel biçim olan koşullu değerleme yöntemi, bir anket ile insanlara örneğin su arıtma hizmetleri gibi belirli çevresel hizmetlere ne kadar ödemek isteyeceklerini doğrudan sorar. Su arıtma ve sanitasyon hizmetleri genellikle birinci derecede önemli hizmetler olarak kabul edilirler ve tüketicilerin bu hizmetlere ne kadar ödemek isteyecekleri bilinmek isteniyorsa, bu yöntem bunun anlaşılması için uygun bir yaklaşım sunacaktır. Bazı durumlarda insanlara, belirli çevresel hizmetleri kullanmayı bırakmaları için kendilerine ne kadar ödeme yapılmasını kabul edecekleri sorulur. Bu yöntem, belirli bir varsayımsal senaryo ve çevresel hizmetin tanımlanmasına bağlı olarak ne kadar ödemek istedikleri sorulduğundan "koşullu" değerleme olarak adlandırılır (URL 5). Ödeme isteği çalışmalarının çoğunluğu, iyileştirilmiş su arzı ve kalitesi ile ilgili potansiyel talep eğrisini belirlemek amacıyla Koşullu Değerleme Yöntemini kullanır (Awad & Holländer 2010). Ödeme isteği tekniği olarak Seçim Deney Yöntemi, kültürel kaynakların belirgin olumlu dışsallık veya piyasa dışı fayda yarattığını göstermek amacıyla kullanılabilir.
Gündem 21, Birleşmiş Milletler tarafından sürdürülebilir kalkınma ile ilgili olarak yayınlanmış, bağlayıcı olmayan ve gönüllü olarak uygulanabilecek bir eylem planıdır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Gündem 21 uyarınca; tüm planlama ve geliştirme aşamalarında suyun tüm maliyetlerinin kabul edilmesi, az bulunan kırılgan bir kaynak olarak suyun sürdürülebilir yönetimi için bir ön koşul olarak ortaya konmuştur. Planlama sırasında; fayda yatırımı, çevresel koruma ve işletme maliyetlerinin yanı sıra, suyun en değerli alternatif kullanımını yansıtan fırsat maliyetlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Fiili değişiklik gereksiniminin, söz konusu unsurların sonuçları dolayısıyla faydalanıcıların tamamına sıkıntı vermesine gerek yoktur. Fiyatlandırma mekanizmalarının, suyun ekonomik bir mal olarak kullanıldığı durumda oluşan gerçek maliyeti ve insanların bu mala ulaşabilmek için sahip oldukları ödeme becerilerini mümkün olduğunca yansıtması gerekir (UNEP, 1993).
Su arıtma tesisleri büyük oranda, arıtılmamış suyun kalitesini içilebilir hale getirme işlevini gerçekleştirir. Bu işlevin yerine getirilmesi sırasında arıtma süreci ile ilgili meydana gelen maliyetler, arıtılmamış suyun kalitesi ve kaynağı ile birlikte arıtma kaynaklarının mevcudiyetine bağlı olarak değişiklik gösterir. Örneğin; acı suyun RO arıtma maliyeti; tuzluluk oranı, tepe talep ve yerel enerji maliyetlerine bağlıdır (Glueckstern, 1991; Avlonitis, 2002). İçilebilir suyun arıtma iktisadı da, talep türlerinin dağıtımından etkilenmektedir (Stevie ve Clark, 1982). Küçük sistemler neredeyse sadece konut taleplerine hizmet etme eğilimindeyken daha büyük sistemler, gittikçe artan bir şekilde konut taleplerinin daha küçük bir kısmına hizmet etmektedir. Bunun yanı sıra arıtma maliyetleri; akış oranı, saha kısıtları, su kalite hedefleri, üretici fiyatları ve diğer unsurların da dahil olduğu çeşitli tasarım değişkenlerin etkisi altındadır. Değişkenlerin çok fazla olması nedeniyle, aynı arıtma sisteminin maliyeti, bir yerden diğerine ciddi oranda değişiklik gösterebilir (Plumlee ve diğerleri, 2014). Bu süreçte ekonomik maliyete; işlenmemiş suyun alternatif kullanımlar yerine konutlara dağıtılmasının yarattığı fırsat maliyeti; işlenmemiş suyun depolanması ve şehirlere iletilmesi; işlenmemiş suyun içme suyu standartlarına getirilmesi için uygulanan arıtma işlemi; arıtılmış suyun şehirdeki konutlara dağıtılması; ve diğerleri tarafından işlenmiş suya uygulanan diğer tüm maliyet ve zararlar dahildir (Radke, 2013). Bu nedenle, suyun tedarik edilme sürecine dahil olan hem dolaylı hem de doğrudan maliyetlerin kavranabilmesi ile ilgili genel başlıkların tanıtılma aracı olarak, bu sürece dahil olan birkaç kilit konu ile ilgili genel bilgi sağlamanın yararlı olacağını düşünüyoruz.
Gündem 21'deki "21" sayısı, 21. Yüzyıla gönderme yapmaktadır.
Tam Tedarik Maliyeti
Tam tedarik maliyetleri iki farklı öğeden oluşmaktadır: girdilerin tam ekonomik maliyeti kapsamında değerlendirilen İşletme ve Bakım Maliyeti ve Sermaye Bedelleri/Maliyetleri (Rogers ve diğerleri 1988). Tam tedarik maliyeti; bünyesinde sermaye maliyeti, kullanım ve bakım maliyeti ve idari maliyeti de barındıran "finansal maliyet" olarak sınıflandırılabilir.
Tesis tarafından su kaynaklarının arıtılması ile ilgili yapılan işletme ve sermaye giderleri arıtma maliyetine dahilken; arıtılmış içme suyunun tüketiciye temin edilmesi sıraında oluşan tüm maliyetler dağıtım harcamaları kapsamına girmektedir (Stevie & Clarck 1980).
Şekil 12.3.Genel İlkeler Su Maliyet (Rogers ve ark., 1998)
Tam Tedarik Maliyeti
Tam tedarik maliyetleri iki farklı öğeden oluşmaktadır: girdilerin tam ekonomik maliyeti kapsamında değerlendirilen İşletme ve Bakım Maliyeti ve Sermaye Bedelleri/Maliyetleri (Rogers ve diğerleri 1988). Tam tedarik maliyeti; bünyesinde sermaye maliyeti, kullanım ve bakım maliyeti ve idari maliyeti de barındıran "finansal maliyet" olarak sınıflandırılabilir.
Tesis tarafından su kaynaklarının arıtılması ile ilgili yapılan işletme ve sermaye giderleri arıtma maliyetine dahilken; arıtılmış içme suyunun tüketiciye temin edilmesi sıraında oluşan tüm maliyetler dağıtım harcamaları kapsamına girmektedir (Stevie & Clarck 1980).
Sermaye Maliyetleri
Sistemin işletildiği süre boyunca meydana gelebilecek olan sermaye maliyetleri kapsamında kurulum ile binanın ve arıtma sisteminin bakım masrafları dahildir ve bu maliyetler doğrudan ve dolaylı maliyet olarak sınıflandırılabilir.
Doğrudan maliyetler, ekipman ve arsa alımı, inşaat masrafları ve suyun ön arıtması kapsamında kullanılan maliyetlerdir. Bu maliyetler, sistem çalışır hale gelene kadar sistemin hazırlanması ve inşası için yapılan harcamaları kapsar. Dolayısıyla, yatırım öncesi (planlama) aşama sırasında yeni sistemin inşa edilmesi ve ekipmanlarıyla ilgili maliyetleri de kapsar. Arıtma tesisi ve yeni şebeke hattının toplam maliyetinin içindeki en büyük kalem genel olarak su arıtma tesisinin inşası için harcanan masraflardır. Avrupa Komisyonuna göre (2005) bu kalemler, projenin inşaat aşamasındaki toplam maliyetlerin yaklaşık olarak %75-80'ini oluşturmaktadır. Bununla birlikte, bir içme suyu sisteminde; filtre birimleri, temiz su depoları ve borulardan oluşan çeşitli sabit (inşa edilmiş) tesisler bulunmaktadır. Kurulum maliyeti, ekipman maliyetinin yaklaşık olarak %30'unu oluşturmaktadır (Plumlee ve diğerleri, 2014). Proje; örneğin pompa ve güç sistemleri öğeler gibi sermaye maliyeti olacak ekipmanlara ihtiyaç duyar.
Dolaylı sermaye maliyetleri, kullanılan arıtma teknolojisi veya arıtılan suyun niteliği ile doğrudan ilgili olan maliyetler olmamakla birlikte, arıtma süreci ile suyun içeriye alınması için gerekli olan yapıların inşası ve kurulumu ile ilgili olan maliyetlerdir. Bu maliyetler çok yüksek olabilir ve ilgili kalem bileşeni veya başlıca teknoloji unsurları (maliyet faktörü) olarak dahil edilmedikleri durumda maliyet tahminlerine eklenmeleri gerekir. Bunlar; dolaylı malzeme maliyeti (saha boru ve kablo tesisatı döşenmesi gibi), dolaylı işçi maliyeti (süreç mühendisliği gibi) ve dolayı genel harcamaları (idari maliyetler gibi) kapsamaktadır (EPA 2014).
Sermaye Bedelleri/Maliyetleri, sermaye harcamaları (amortisman giderleri) ve faiz giderlerini kapsar (Whittington & Hanemann 2006). Kurulum ile ilgili yatırım giderleri, amortisman ve tesisin kullanıma hazır hale gelmesi için harcanan faizi de kapsamaktadır. Amortisman, borular gibi sistemdeki büyük parçaların ve ekipmanların yenileriyle değiştirilmesi için gerekli kaynakların oluşturulmasına olanak sağlayan bu yaklaşımdaki özellikle sabit giderler için önemli bir unsurdur (Jagals, P. & Rietveld, 2011).
İşletme & Bakım Maliyeti
İşletim ve Bakım Maliyetleri; Proje ile ilgili tüm fiili nakit işlemleri ile birlikte bakım ve idari giderler anlamına gelmektedir. Örneğin; işgücü, enerji, kimyasallar, sarf malzemeleri, yedek parça v.b. Bununla birlikte, işletim ve bakım maliyetleri; arıtma teknolojisi, yıllık üretim hacmi ve işlemden geçirilen su kaynağının türü, işlenmemiş suyun niteliği, yerel elektrik maliyetleri ve benzeri gibi suyun elde edilmesi ve arıtılması ile ilgili unsurlar nedeniyle farklılık göstermektedir. EPA'ya göre (2014); su arıtma tesislerinin yıllık harcamalarını kapsayan işletim ve bakım maliyetleri şunlardır:
Örneğin Statictic Canada, iki farklı içme suyu arıtma sisteminin işletim ve bakım maliyetlerini incelemiştir: yüzey sularının büyük çoğunluğunu arıtan geleneksel sistemler ile yeraltı sularının büyük çoğunun arıtılmasında kullanılan filtresiz sistemler. Bu modele göre; yüzey suyunun arıtılmasında kullanılan sistemlerin işletim ve bakım maliyetleri, yeraltı sularının arıtılmasında kullanılan işletim ve bakım maliyetlerinden fazladır (URL 6).
Fırsat Maliyeti
Fırsat Maliyeti, aynı su kaynağının alternatif kullanımıdır. Fırsat maliyetinin göz ardı edilmesi suyun değerini gerçek değerinden az gösterir ve yanlış yatırımlara, kaynakların kullanıcılar arasında yanlış tahsis edilmesine neden olur (Rogers ve diğerleri, 1998). Etkili su kullanımına ulaşılması için en temel gereksinimlerden biri suyun fırsat maliyetinin belirlenmesidir. Herhangi bir alternatif kullanımı olmadığı durumda suyun fırsat maliyeti sıfırdır; bu suyun kıt olmadığı anlamına gelir. Fırsat maliyeti, elde edilebilme veya kıtlık durumuna bağlı olarak, farklı koşullarda ve konumlarda ciddi şekilde değişiklik gösterir. Örneğin, bol miktarda temiz su kaynağı bulunan bir yerde, suyun mevcut veya gelecekteki kullanıcılardan alınmasının fırsat maliyeti çok düşüktür veya sıfıra eşittir. Bununla birlikte bu durum çok nadir görülmektedir ve fırsat maliyetleri, daha çok suyun dağıtılması ve dışsallıklarla ilgilidir. Bu bakış açısına göre; su kaynağının fırsat maliyeti ve suyun sağladığı ekonomik değer, su kullanımının ekonomik olarak sürdürülebilir veya sosyal olarak optimum olup olmadığı ile karşılaştırılabilir.
Aynı zamanda su projesi ile ilgili altyapının fırsat maliyetinin analiz edilmesi de önemlidir. Üretim maliyetine bağlı olarak bu tekniğin kullanılması, suyun değerinin tahmin edilmesi için iyi bir yoldur. Burada, sermayenin fırsat maliyeti, iskonto oranını yansıtmaktadır. İskonto oranı; aynı risk profiline sahip bir sonraki en iyi alternatifin kullanılmasından elde edilebilecek olan getiri oranıdır. Hem sermayenin sosyal fırsat maliyetinin hem de zaman tercihinin sosyal oranının açıklanması amacıyla su ve sanitasyon altyapılarında tek iskonto oranının kullanılması uygundur.
Ekonomik Dışsallıklar
Bölüm 11'de de açıklandığı gibi dışsallıklar; piyasa dışı işleyişi nedeniyle insanların refahını etkileyen eylemlerdir. Dışsallıklar hem olumlu hem de olumsuz olabilir ve söz konusu durumun belirli bir bağlam içinde nitelendirilmesi, olumlu ve olumsuz dışsallıkların tahmin edilmesi ve etkileri gereği tam maliyetin öngörülmesi önem teşkil etmektedir (Rogers ve diğerleri). Çevresel veya sosyal etkinin var olması herhangi bir dışsallığın ortaya çıkması anlamına gelmez. Dışsallık sadece, maliyet ve faydaların piyasalara yansımadığı durumlarda sözkonusudur. (URL 7). Maliyet ve değerlerin ortaya çıkarılmadığı ve bu nedenle de üretim süreçlerinde ve piyasadaki alım satım işlemlerinde tam olarak hesaba katılmadığı durumlarda dışsallıklar ekonomik faaliyeti etkiler. Dolayısıyla dışsallıklar; ekonomik faaliyetler ilgili "yayılma" ve "üçüncü taraf" etkileridir. Dışsallıkların doğru bir şekilde hesaba katılmaması, toplumun refahı ile toplum içerisinde kullanılan kaynakların alternatif kullanım seçeneklerinin etkinliği ve verimliliği üzerinde fiili ve belirgin etkiler yaratır. Bu nedenden dolayı, dışsallıkların su kullanıcıları üzerinde yarattığı maliyet ve faydaların ortaya çıkarılması amacıyla çok fazla sayıda düzenleyici, toplumsal ve politik araç kullanılır.
Bazı dışsallıkların varlığı doğrudan piyasa fiyatları üzerinden belirlenebilir. Örneğin, bir nehrin suyunun niteliğinde meydana gelen bir değişim, yakalanan balık sayısını etkileyebilir; yakalanan balık sayısındaki azalma, ticari balıkçılık yapan kişilerin gelirlerindeki azalma veya balık yerine kullanılmak zorunda kalınan gıdanın maliyeti üzerinden ekonomik olarak açıklanabilir. Benzer bir şekilde, içme suyunun niteliğinin değişmesi durumunda ortaya çıkan ekonomik maliyetler; su ile ilgili hastalıklar için yapılan masraf artışı veya daha fazla su arıtması için ortaya çıkan maliyetler üzerinden hesaplanabilir (UNEP 2015). Göl ve yeraltı su tabakası gibi ortak kaynakların kirlenmesi veya buralardan aşırı su kullanılması nedeniyle oluşan dışsallıklar da mevcuttur. Aslında genel olarak, ortak su kaynakları ile ilgili dışsallıkların büyük çoğunluğu olumsuzdur. Depolama alanındaki doğrudan etkiler ile depolamanın nehir veya yeraltı su kaynaklarının performansı üzerindeki etkilerin her ikisi de nehir ve tedarik dışsallıklarının örnekleridir. Söz konusu dışsallıklar kısmen suya olan rekabetçi talep tarafından oluşturulmuştur. Şehir su şebekesine daha fazla su aktarıldıkça, tarımsal faaliyetlerin ve değerli çevresel fonksiyonların sürdürülmesi için daha az su kaynağı kalmaktadır. Tüm suların fırsat maliyeti vardır ve bununla ilgili rekabetçi bir piyasanın yokluğunda, şehir şebekesine aktarılan sular çoğu durumda suyun en iyi kullanımını yansıtmamaktadır (CSIRO, 2000).
Çevresel Maliyetler
Çevresel Dışsallıklar, kamu sağlığı ve ekosistem sağlığı ile ilgili olan dışsallıklardır (Rogers ve diğerleri 1998). Çevresel maliyet; su kullanıcılarının çevre ve ekosistem ile çevreyi kullananlara verdiği zararın maliyetidir (örn; su ekosistemindeki ekolojik niteliğin azalması veya verimli topraklardaki tuzluluk oranının artması veya bu toprakların bozulması). Bununla birlikte çevresel maliyetler; su ekosisteminin niteliğinin tükenmesi ve dolayısıyla insanoğlunun refahına fayda sağlayan ürün ve hizmetlerin sağlanması için gerekli su ile ilgili kaynakların kapasitesinin azalmasına neden olan maliyetlerdir. Diğer taraftan su arıtma endüstrisi, küresel çevresel etkilerden sorumlu olabilir. Bunların içinden en genel olanları; doğal kaynakların azalması ile kimyasal ve enerji tüketimi nedeniyle kirletici maddelerin suya, toprağa ve havaya dolaylı olarak salınımı gösterilebilir. Bu noktadan bakıldığında; su havzası yönetimi, su tedarik sistemi, su temini, içme suyu arıtması ve akıt su yönetimi gibi çeşitli şehir suyu hizmetleri nedeniyle çevresel etkiler meydana gelebilir. Bu etkiler doğrudan olabileceği gibi dolaylı da olabilir.
Çevresel hasarın tahmin edilmesi için, çeşitli ekonomik sektörlerdeki su kaynaklarının toplam ekonomik değeri ile etkilenen tüm insanların su kaynaklarının korunması için ne kadar ödemeye istekli olduklarının tahmin edilmesine olanak sağlayan uygun değerleme tekniklerinin uygulanması gerekmektedir (Koundouri ve diğerleri, 2016). Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA), potansiyel yolların belirlenmesi amacıyla, kritik süreçlerin ve mevcut yapılardaki potansiyel iyileştirmelerin belirlenmesini sağlayan bütünsel bir yaklaşıma dayalı olarak, sistemlerin kullanılmasının çevresel etkilerini değerlendirir. LCA metodolojisi, sistem ile ilgili tüm girdileri ve çıktıları hesaba katarak çevresel etkilerin sistematik ve bilimsel bir şekilde hesaplanmasına olanak sağlamaktadır. Bu nedenle de çevresel bir temelde karşılaştırma yapılmasını sağlamaktadır. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi şehir suyu şebeke hattının tamamında veya bir kısmında yaygın biçimde kullanılmaktadır.
Tam Ekonomik Maliyet
Suyun tam ekonomik maliyeti, Fırsat Maliyeti ve Ekonomik Dışsallıkları da kapsayacak biçimde Tam Tedarik Maliyetinin toplamıdır. Ekonomik dengenin sağlanabilmesi için, suyun değerinin suyun maliyetine eşit olması gerekmektedir. Klasik ekonomik modele göre bu nokta, sosyal refahın maksimize edildiği noktadır. Uygulanabilir durumda, kullanım değerinin tahmini tam değerden tipik olarak daha yüksek olması beklenir. Bu durum genellikle ekonomik ve çevresel dışsallıkların tahmin edilmesini zorlaştırır (Rogers ve diğerleri, 1998).
Bu bağlamda; maliyet fayda analizi, belirli bir zaman dilimi içerisinde sermaye yatırım projesinin parasal sosyal maliyetlerinin ve faydalarının değerlendirilmesi amacıyla kullanılan bir tekniktir. Bu analizlerde; dış maliyet ve faydalar, iç maliyet ve faydalarla birlikte hesaba katılır. Böylelikle, toplam sosyal maliyet ve faydalar hesaplanır. Maliyet fayda analizi; yatırım gereksinimleri ile su niteliğinde yapılacak iyileştirmeler ve diğer hizmete elverişlilik parametrelerinin doğrulanması amacıyla su sektöründe kullanılmaktadır. Su niteliği iyileştirme şemalarının optimum seviyesine karar verilirken tüm maliyet ve faydaların yapılandırılmış karşılaştırmasını sağlar.
İçme suyu arıtma sistem maliyetlerinin tahmin edilmesi sırasında farklı modeller kullanılır. Bunların birçoğu, mevcut en iyi içme suyu teknolojilerinin maliyetleri ile performansının değerlendirilmesi için geliştirilmiştir. Arıtma maliyetlerinin tahmin edilmesi amacıyla EPA (Birleşik Devletler Çevresel Koruma Kurumu), içme suyu teknolojilerinin gelişen birim maliyetleri ile ilgili olarak yeni bir maliyet modelleme yaklaşımı geliştirmiştir. Söz konusu teknik, birim maliyetlerin tahmin edilebilmesi amacıyla teknolojinin ayrı bileşenlere bölünmesini kapsayan iş bölümü yapısı (WBS) metodolojisini kullanmaktadır. Bu model, bileşenlere göre birim maliyet ve toplam maliyet bilgisi sağlamaktadır.
Söz konusu model, aşağıda belirtilenlerle ilgili tahminleri de kapsar:
İş Ayrışım Modeli (WBS) modeli uyarınca, herhangi bir teknolojiye sahip olan arıtma tesisinin maliyet ve işletme şeması Şekil 12.4'de gösterilmiştir.
Proje yönetimi ve sistem mühendisliğindeki iş ayrışım yapısı (WBS), projenin alt bileşenlere ayrılmasına denir. İş ayrışım yapısı, ekibin işlerini yönetilebilir bölümlere ayıran kilit bir proje çıktısıdır. Proje Yönetimi Bilgi Kütüğü (PMBOK) iş ayrışım yapısını; "proje ekibi tarafından yürütülecek işlerin çıktıya yönelik olarak hiyerarşik bir şekilde alt gruplara ayrılması" olarak tanımlamaktadır. https://en.wikipedia.org/wiki/Work_breakdown_structure
Şekil 12.4 İş Bölmü Modelinde arıtma maliyetlerinin oluşturulması amacıyla kullanılan yapısal özellikler (EPA, 2014)
WBS'ye Dayalı Modellerin Geliştirilme Çerçevesi
Adım 1: Ortadan kaldırılması gereken kirletici madde, arıtmanın yapılması gereken akış, içeriye giren suyun niteliği ve arıtılan suyun nitelik gereksinimleri uyarınca arıtma gereksinimlerini belirleyin ve sonrasında, söz konusu gereksinimleri karşılayacak nitelikte olan arıtma teknolojilerini veya birkaç teknolojinin birleşimini kullanın.
Adım 2: Tüm teknolojileri uygulayan genel tasarım varsayımlarının geliştirilmesi (örn; kimyasal depolama kapasitesi).
Adım 3: Arıtma performansını etkileyebilecek sahaya ve teknolojiye özgü tasarım varsayımlarını ve gereksinimlerini geliştirin (örn; suyun alkalitesi gibi içeriye akan su bileşenleri veya pH gibi su nitelik parametreleri ile ilgili varsayımlar).
Adım 4: Teknoloji için temel süreçleri gösteren tipik bir süreç akış şeması veya P&ID (Borulama ve Araç Yerleşim Düzeni Şeması) hazırlayın ve ekipman gereksinimlerini belirleyin.
Adım 5: Her bir temel sürecin ana unsurları için, boyut ve miktarları da kapsayacak şekilde ekipman gereksinimlerini hesaplayın. Her bir bileşen (veya grup) seviyesinde, malzeme seçimlerini belirleyin (örn; paslanmaz çelik veya PVC boru malzemesi).
Adım 6: Arıtma ekipman gereksinimlerini; ekipman türü, büyüklüğü ve malzemesi cinsinden birim maliyetleri kapsayan veri tabanları ile ilişkilendirin. Birim maliyetleri, adım 5'de belirtilen büyüklük ve miktar gereksinimleri ile çarparak bileşen seviyesinde tasarım maliyetlerini elde edebilirsiniz.
Adım 7: Doğrudan sermaye maliyetini belirlemek için seçili bileşenlerin maliyetlerini hesaplayın.
Adım 8: Toplam sistem sermaye maliyetini belirlemek için dolaylı ve ek maliyetleri hesaplayın ve ekleyin.
Adım 9: İşletme ve bakım maliyetleri tahminlerini yapın.
İnsanlara modern su ve sanitasyon altyapısı sunabilmenin ekonomik maliyeti, aşağıda belirtilmiş olan yedi temel bileşenin toplamıdır:
1. İşlenmemiş suyun, alternatif kullanımlar yerine insanlara temin edilmesinden doğan fırsat maliyetleri (kaynak kiralama)
2. Arıtılmamış suyun şehirde depolanması ve şehre taşınması
3. İşlenmemiş suyun, içme suyu standartlarına çıkarılabilmesi için arıtılması
4. Arıtılmış suyun şehir içinde yaşayan insanlara dağıtılması
5. Atık suyun evlerden toplanması (lağım suyunun toplanması)
6. Atık suyun arıtılması (lağım suyunun arıtılması)
7. Arıtılmış suyun tahliyesi nedeniyle diğerleri üzerinde oluşan herhangi bir maliyet veya zarar (olumsuz dışsallıklar).
Söz konusu yedi bileşenin ortalama birim fiyatlarını örneklemek amacıyla Tablo 12.3'de bazı genel hesaplamalar kullanılmıştır. Tablo 3 kapsamında belirtilen maliyet tahminleri hem sermaye harcamalarını hem de işletme&bakım harcamalarını kapsamaktadır. Yıllık sermaye maliyetleri; fiili iskonto oranı %6 ve sermaye ekipman ve tesislerinin ortalama ömrü 20 yıl olarak varsayılıp, 0,09 olan sermaye geri kazanım katsayısı kullanılarak hesaplanır.
Bu farklı unsurların birim maliyetleri, farklı konumlarda ciddi oranda değişiklik gösterebilir. Örneğin, bol miktarda temiz su kaynağı bulunan bir yer olabilir bu durumda işlenmemiş su arzının fırsat maliyeti ve işlenmiş atık suyun tahliye zararlarının maliyeti aslında çok düşük, hatta sıfır bile, olabilir (Whittington ve diğerleri, 2009).
Tablo 12.5 Arıtılmış suyun ve Sanitasyon Hizmetlerinin Maliyet Tahminleri (Whittington ve diğerleri, 2009)
Maliyet Bileşeni | m3 başına ABD $ | Toplama oranı % |
---|---|---|
Arıtılmamış su arzının fırsat maliyeti | 0,05 | %3 |
Depolama ve arıtma tesisine aktarma | 0,10 | %5 |
İçme suyu standartlarına arıtma | 0,10 | %5 |
Suyun evlere dağıtılması (ev bağlantıları dahil) | 0,60 | %30 |
Atık suların evlerden toplanması ve atık arıtma tesislerine taşınması | 0,80 | %40 |
Atık su arıtımı | 0,30 | %15 |
Arıtılmış atık suyun tahliyesi ile ilgili zararlar | 0,05 | %3 |
Toplam | 2,00 | %100 |
Diğer taraftan; özellikle de depolama ve aktarma, işlenmemiş duyun içme suyu standartlarına arıtılması (öğe 3) ve kanalizasyonun arıtılması olmak üzere, maliyet bileşenlerinden bazıları tipik olarak ölçek ekonomilerine tabidir. Bu, ne kadar fazla miktarda su veya atık su arıtılırsa, birim maliyetin o oranda düşeceği anlamına gelmektedir. Diğer maliyet bileşenleri, olumsuz ölçek ekonomilerine tabidir. Büyük şehirler, ilave tatlı su kaynağı araştırmalarında gün geçtikçe daha uzağa gitmekte olduğundan, iyi su depolama alanlarının bulunması zorlaşmakta ve işlenmemiş suyun depolanması ve insanlara ulaştırılması (öğe 2) ile ilgili maliyetler artmaktadır. Farklı maliyet bileşenleri arasında ödünleşme olmaktadır: bir maliyet bileşeni ancak başka bir maliyet bileşeninde artış meydana gelmesi durumunda azaltılabilmektedir. Örneğin, atık suya sadece, ikincil arıtmadan çok daha ucuz olan, birincil arıtma uygulanabilmektedir ancak bunun yapılması durumunda, atık suyun tahliyesi ile ilgili olumsuz dışsallıklar artış göstermektedir (Whittington ve diğerleri, 2009).
Asian Development Bank (ADB) 1998 Guidelines for the Economic Analysis of Water Supply Projects.
Awad, I & Holländer, R. (2010) Applying Contingent Valuation Method to Measure the Total Economic Value of Domestic Water Services: A Case Study in Ramallah Governorate, European Journal of Economics, ISSN 1450-2275, Issue 20.
Birol, E., Karousakis, K., Koundouri, P. (2006) Using economic valuation techniques to inform water resources management: A survey and critical appraisal of available techniques and an application Science of the Total Environment 365, 105–122.
CSIRO (2000) Managing Externalities: Opportunities to Improve Urban Water Use, by Young, M. Policy and Economic Land and Water, Urban Water Program.
Colby, B. G., (1989) Estimating the Value of Water in Alternative Uses Natural Resources Journal 511-527, Volume 29, spring.
EPA (2014) United States Environmental Protection Agency, Work Breakdown Structure-Based Cost Models for Drinking Water Treatment Technologies, Office of Water (4607M) EPA 815-B-14-007 May.
European Commission, (2005) Understanding and Monitoring the Cost-Determining Factors of Infrastructure Projects: a User's Guide.
Hejazi, R., 2014. Application of Economic Valuation Method in the Environmental Impact Assessment Procedure. Asian Journal of Agricultural Research, 8: 96-104.
Jagals, P. and Rietveld, L., (2011). Estimating costs of small-scale water-supply interventions. In Cameron, J., Hunter, P., Jagals, P., and Pond, K., (Ed.), Valuing water, valuing livelihoods: Guidance on social cost-benefit analysis of drinking-water interventions, with special reference to small community water supplies (pp. 149-166) London, United Kingdom: IWA Publishing.
Koundouria, P. Raultd, K., Pergamalisc, V. Skianisc, I. Souliotisa, (2016) Development of an integrated methodology for the sustainable environmental and socio-economic management of river ecosystems, Science of The Total Environment, Volume 540, 1 , pp 90–100.
Lange, G.M., (2004) Wealth, Natural Capital, and Sustainable Development: Contrasting Examples from Botswana and Namibia, Environmental and Resource Economics, November 2004, Volume 29, Issue 3, pp 257-283
Nielsen, T. K., (2005) Water Resource Economics Lecture Note http://www.kellnielsen.dk/download/WR-economics.pdf
Radke, N. (2013) Water, Sanitation and Economy, SSWM Sustainable Sanitation and Water Management.
Rogers, P.P., Bhatia, R. & Huber, A. (1988) Economic Valuation of Water, Water Resources Management, Vol. 1.
Snowball, Jeanette D. (2008) Measuring the Value of Culture Methods and Examples in Cultural Economics ISBN 978-3-540-74355-2, Springer Berlin Heidelberg.
Stevie, R., & Clarck (1980) Package Water Treatment Plant Volume 2 A Cost Evaluation EPA- 600/2-80-008b.
Souza, S. D., Azuara, J. M., Burley, N. Jay R. Lund R., E. (2011) Guidelines for Preparing Economic Analysis for Water Recycling Projects Prepared for the State Water Resources Control Board By the Economic Analysis Task Force for Water Recycling in California Howitt University Of California, Davis Center For Watershed Sciences April.
Turner, R. K., Georgiou, S., Clark, R., Brouwer, R. (2004) Economic valuation of water resources in agriculture from the sectoral to a functional perspective of natural resource management ISBN 92-5-105190-9 FAO Rome.
UNEP (2015) Agenda 21 Protection of the Quality and Supply of Freshwater Resources: Application of Integrated Approaches to the Development, Management and Use of Water Resources.http://www.unep.org/Documents.Multilingual/Default.asp?documentid=52&articleid=66.
Water Issues Wisconsin (1999) The Economics Value of Water: An Introduction, University of Wisconsin http://www.wisconsinlakes.org/attachments/article/43/Intro_Econ-Value-of-Water_UWEX-G3698.pdf
Ward, F. A. Michelsen, A., (2002) The economic value of water in agriculture: concepts and policy applications, Water Policy 4, pp 423–446.
Whittington, D. & Hanemann, W. M. (2006), The Economic Costs and Benefits of Investments in Municipal Water and Sanitation Infrastructure: A Global Perspective CUDARE Working Papers Paper 1027 Department of Agricultural & Resource Economics, UCB.
Whittington, D., Hanemann, W. M., Sadoff, C. Jeuland, M., (2009) The Challenge of Improving Water and Sanitation Services in Less Developed Countries, Foundations and Trends in Microeconomics Vol. 4, Nos. 6–7 (2008) 469–60.
Young, R., A. & Loomis, J. B. (2014) Determining the Economic Value of Water Concepts and Methods, ISBN-13: 978-0415838504, Taylor and Francis.
URL 1. http://www.lboro.ac.uk/well/resources/Publications/guidance-manual/chapter-2-5.pdf
URL 2. http://www.gdrc.org/uem/water/agenda21chapter18.html.
URL3.http://www.unep.org/Documents.Multilingual/Default.asp?documentid=52&articleid=66
URL 4. http://nptel.ac.in/courses/105104102/Lecture%202.htm
URL 5. http://www.ecosystemvaluation.org/contingent_choice.htm.
URL 6. http://www.statcan.gc.ca/pub/16-002-x/2011001/part-partie3-eng.htm
URL 7.http://www.smartwater.com.au/tools/317-002/whatare.html